Yokluğun kadar hissediyorum varlığını Beni hissettiğin kadar yoruluyorum seni sevmekten soğukluğun söndürdükçe yürek yangınımı sözlerin şah çekmeden mat ettikçe beynimi Çırpındıkça batarken umursamazlığının denizinde...
Sonunu görüyorum başlayamadığım sevdanın Bir çiçeğin tabiata seslenemediği gibi haykırıyorum seni sevdiğimi susarak...
Hiç bir yere ulaştıkça daha bir seviyorum seni Toprağın altında tohum sana olan aşkım çaresizliğimin gözyaşlarıyla suluyorum ama Bakışının gülüşünün güneşi olmadan Açamıyorum sevgimi sana...
Bir çığ altında kalıyorum seni gördüğüm her rüyadan uyandıkça Aslında baktığım her yerde gördüğüm kadar uzaksın bana kokladığım her çiçekte hissettiğim kadar daha da yalnızım şimdi okuduğum her dua kadar savunmasız kalbim...
Dönüşü olmayan bir yolun son durağında indirdim İçimde biriktirdiğim sevgi sözcüklerini Ruhumdan akan çürümüş bir isyan bulandırdıkça umutlarımın rengini İntihar kokmaya başlıyordu bütün güller....
Artık son sözlerini söylüyordu hayat son kozlarını oynuyordu mutluluğa karşı.. Varsın olsun Ben bir ölüme gülerim bir gülüme ölürüm...
Ey gece sevdiğime söyle yanındayım ben hep onunla yüreğim ellerim gözlerim. Ara sıra o da düşünsün beni karanlık çöktüğünde. Kimbilir bir yıldızda birleşir yüreklerimiz belki de...
Ey rüzgâr sevdiğime söyle sen savururken umutları diyardan diyara toplasın yerlerden hayallerimi bassın bağrına sevgiyle... Kimbilir hayaller gerçekleşir belki onun eli değdiğinde...
Ey yağmur sevdiğime söyle her toprağa düştüğünde sen gözlerim eşlik eder sana bilsin ona söyle. Bilsin ki her yağmurda hatırlasın beni tutsun damlaları yüzüne sürsün öpsün damlalar gözlerinden özlemle...
Ey deniz sevdiğime söyle Köpük köpük sahiline vurduğumu. Unutmasın bıraktığı yerde durduğumu. Her martı çığlığında çınlasın sesim yüreğinin en derinlerinde...
Ey hayat sevdiğime söyle onsuz bir anlamın olmadığını. Söyle ona deli divane bir gönlün kuytularda ağladığını. Ve Onu unutmadığını Unutmayacağını..